TSK’ya ait operasyonel güçlerin Erbil’in Soran ilçesine bağlı Bradost bölgesindeki Berazgır tepelerinde konuşlandığını aktarıldı.
Bahtiyar Kadır, TSK’nın Kürdistan Bölgesi’nin sınır bölgeleri olan Berazgir tepelerinde seyyar karakollar inşa ettiğini söyledi.
TSK, bölgede yaklaşık 3 aydan beri yol çalışması yapıyor.
Kürdistan Bölgesi’ne giren TSK’ye ait operasyonel gücün ağır silah taşımadığı öğrenildi.
20 kilometre kadar Kürdistan Bölgesi’nin sınırlarına giren TSK, Kandil Dağı’na 80 kilometre uzakta bulunuyor.
Bölgede PKK ile TSK arasında yer yer çatışmaların olduğu belirtildi.
TSK’nın Hakkari’ye bağlı Şemdinli’nin Mava köyünde konuşlandırdığı obüs ve havan toplarıyla günlük Hakurk, Geliye Reş, Lelkan, Hınere bölgelerini hedef aldığı ifade edildi.
Söz konusu bölgenin hava sahasında devriye gezen TSK’ye ait savaş uçaklarının da zaman zaman bombardıman düzenlediği belirtildi.
2000’li yılların başında PKK’nin bu bölgede 5 bin dolayında mensubu bulunuyordu.
TSK, 1995 yılında düzenlediği ‘Çelik Operasyonu’yla söz konusu bölgelere girmişti.
Askeri uzmanlar, stratejisini değiştiren PKK’nin daha küçük gruplar halinde hareket etmeye başladığını ve bu yüzden savunma kabiliyetini yitirdiğini ifade ediyor.
AKP HÜKÜMETİ VE KCK'DEN AÇIKLAMLAR
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Afrin’de zaferi yakaladık, sıra Kandile’e de gelecek” derken, Başbakan Binali Yıldırım ise, “Irak’ın kuzeyinde varlığımızı iki katına çıkardık. Tam olarak 11 tane üs bölgemiz oldu” demişti.
Türkiye Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ da, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin her an Kandil'e operasyon düzenleyebileceğini belirterek, “Türkiye Kandil'e girebilir her an her şey olabilir” ifadelerini kullanmıştı.
Türkiye İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise,TSK’nın Kürdistan Bölgesi’de 26-27 kilometre içeride olduğunu söyleyerek, "Kandil'e az kaldı" demişti.
KCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu ise yaptığı açıklamada şöyle dedi:
"Şu anda AKP-MHP iktidarı ayakta kalmak için her türlü şuursuz girişimde bulunabilir. Sağduyuyla hareket etmiyor, seçimi kaybetme tehlikesini görünce her türlü saldırıyı yapabilir. Bu tür saldırılar kısa süreli de olsa iktidarına oy kazandırabilir. Özellikle Türkiye gibi şovenizmi, milliyetçiliği şahlandırma imkânının fazla olduğu, böyle bir kültürün yaşandığı kesimlerde bu tür saldırıların, işgal hareketlerinin oylara belli bir etkisi olabilir. Gerçekten de AKP iktidarı çok zorlanıyor. O kadar çok zorlanıyor ki; her gün askerleri öldüğü halde, her gün her yerde çatışma olduğu halde 'terörü gündemden çıkardık' neredeyse PKK’yi bitirdik, diyecek. Böyle bir iktidardan her türlü saldırı, provokasyon ve komplo gelebilir.
Herhalde Kandil’e ellerini kollarını sallayarak girecek değiller. Her yere saldıracağım, diyen bu iktidara karşı her yerde büyük direnişler olur. Özgürlük Hareketi olarak her türlü olasılığa göre hazırlığımızı yapmış durumdayız. Biz bir savaş, mücadele örgütüyüz. Niye geliyorlar, niye şuraya gidiyorlar, demeyiz. Aksine savaşın yaygınlaşmasını özgürlük mücadelemiz ve hareketimizin lehine sonuçlandırmaya çalışırız. Ancak bu tür söylemlerin önemli bir bölümünün de psikolojik savaş olduğunu biliyoruz." (Kaynaklar: MA, Rudaw, ANHA,)