ANASAYFA


Almanya Kürt Topluluğu'ndan açıklamalar: Almanya’da kaç Kürt yaşıyor?


Almanya Kürt Topluluğu (KGD) Başkan Yardımcısı Mehmet Tanrıverdi açıklamalarda bulundu. Tanrıverdi, son mülteci akımıyla birlikte, Almanya’daki Kürt nüfusunun 1 milyon 200 binin üzerinde olduğunu söyledi.

2013 yılında kurulan KGD, diaspora Kürtleri’nin yaşadıkları sorunlara, çalışma koşullarına ve faaliyetlerine ilişkin faaliyet yürütüyor. Alman hükümetiyle de yakın ilişkiler içinde olan topluluk, Kürdistan’ın diğer parçalarında yaşanan gelişmeleri de yakından takip ediyor.


K24’ten Adem Özgür'e konuşan Mehmet Tanrıverdi’ye yönetilen sorular ve cevapları şu şekilde:


İlk olarak, Yunanistan’ın Midilli Adası’nda yaşanan olayları sorayım. Orada neler oldu?

Yaklaşık 5 bin mültecinin barındığı bir kamp. İçlerinde çok az sayıda Kürt de var. Arap, Pakistanlı ve Afgan Müslümanlar çoğunlukta. Oruç tutma meselesinden dolayı tartışma çıktığı ve toplu halde Kürt çadırlarına saldırıldığı söyleniyor. Bu bir vahşettir. Hem savaş mağduru olarak kaçıp Avrupa‘ya sığınacaksın, hem de IŞİD yöntemlerini Avrupa topraklarına taşıyarak, savaşın gerçek mağdurlarını linç edeceksin. Bu, kesinlikle mahkûm edilmesi gereken bir davranıştır.


Peki, Yunanistan gibi bir ülkede bu tür olaylar nasıl gerçekleşebiliyor?
Haklısınız. Bu, Avrupa kamuoyunda çok tartışılan bir konu. Genel görüş, mülteci politikasında Avrupalılar’ın son yıllarda iyi bir sınav vermediği yönünde. Koşullar ve kontroller yetersiz ve kötü. İşte bu hallerde fanatikler vahşet yapabiliyor.


KGD olarak bu konuda herhangi bir girişiminiz oldu mu?
Konuyla yakından ilgileniyoruz. Kamuoyunun dikkatini çekmek için basın açıklaması yaptık. Diplomatik kanalları zorluyoruz. Müdahale edilmesi, meselenin aydınlanması ve suçluların adalete teslim edilmesini istedik. Yaşananlar Avrupa‘nın insan hakları ve demokrasi ideallerine ağır bir darbedir. Gelişmelerin yakından takipçisi olacağız.


KGD’ye gelmek istiyorum. Neden kurdunuz?
Almanya çok ciddi bir Kürt diasporasına evsahipliği yapıyor. Burada adeta yeni bir yaşam alanı var. Dolayısıyla bu gerekliydi.


Almanya’daki Kürtlerin sayısı hakkında bir görüşünüz var mı?
Bu konuda henüz akademik bir çalışma yok, ama biz sayının son mülteci akımıyla birlikte, 1 milyon 200 binin üzerinde olduğunu biliyoruz. Hemen her alanda artık bir Kürt realitesi ve olgusu var. Geliş tarihleri yarım yüzyılı geride bıraktı. İlk gelenler 60-70‘li yılların misafir işçileriydi.


Çalışmaya gelen göçmenleri kastediyorsunuz herhalde, değil mi?
Evet. Ağırlık çalışmaya gelenlerdi. Fakat siyasi nedenlerden dolayı gelip yerleşenler de oldu. Bir kesim ise yükseköğrenimini yapmak için gelmişti.


İlk gelenlerin Kürdî hassasiyetleri var mıydı?
Vardı. O dönem birçok Kürdistanlı kurum ve kuruluş oluşmuştu. Bunun içerisinde işçi ve öğrenci dernekleri ya da federasyonları vardı.


KGD ne zaman kuruldu?
KGD’nin tarihi 1990‘lı yıllara kadar gider. Fakat KGD, 2013 yılında hayata geçirildi ve çalışmalarına başladı.


Beş yıllık bir geçmişiniz var. Bu süreç içerisinde kimlerle temas kurdunuz ve hedef kitlenizin profili nasıl?
Belirtiğim gibi, biz Kürtler’in Almanya macerası yarım yüzyılı aştı. Şimdi, burada dünyaya gelmiş iki hatta üç kuşağımız var. Bu, Kürt toplumsal sosyolojisi açısından yeni bir durum veya olgu.

Somutlamam gerekirse zamanla yerleşik ve Almanyalı Kürt gerçekliği ile karşılaştık. Değer yargıları, beğenileri, tavır ve davranışları kendine özgü bir gerçeklik. Sosyalizasyonu bir biçimi ile farklı oluşmuş bir toplum.


Kürt kimliği hala önemli bir faktör tabii.
Aynen öyle. Bu sebeple kendimizi “Deutsch-Kurden“ yani „Almanya“ Kürtleri“ kavramları ile tanımlıyoruz. Zaman içerisinde oluşan bu dinamiğin sesi, kulağı ve temsilcisi olmaya çalışıyoruz. KGD‘yi kurmaya götüren temel nedenleri bu eksende somutlayabiliriz.


Kurucu ve üyeleriniz ağırlıkla bu tanımladığınız Deutsch-Kurden’ler mi?
KGD’yi oluşturan ana dinamik kendini bu kavramla tanımlıyor. Üyelerimizin çoğunluğu, disiplinimiz, ilişkilerimiz ve çalışma tarzımız bu eksen üzerinden yürüyor. Yönetim kurulu üyelerimizin çoğunluğu ya Almanya doğumlu, ya da çocukluğunu bu ülkede geçirmiş kişilerden oluşuyor. Hemen hepsi mesleki ve sosyal kariyerini yapmış şahsiyetler. Dönem değişti. Kürtler, Almanya‘da artık dikkate alınması gerekli bir topluluk. Çalışma, siyaset, kültür, sanat ve meslek yaşamında yeterince varlar ve ses veriyorlar.


Kürtler’in sosyal ve kültürel yaşamdaki faaliyetlerinden söz ediyorsunuz. Almanlar tüm bu üretim sürecinin farkında mı?
İlginç olan Almanlar farkında, ama biz hala yeterli oranda farkında değiliz. Bu yeni durumu değerlendiren ciddi entelektüel bir çaba henüz yok. Ama nesnel durumları üzerine düşünmeyi teşvik ediyoruz. Artık Almanya bir biçimde vatanımız. O saiklerle davranalım ve hareket edelim diyoruz.


Bu durumun farkında olan Almanların sizden “istediği“ bir şey var mı?
Karşılarında derli toplu, yasal zemine dikkat eden, sivil ve medeni kurumlar görmek istiyorlar. Sorun üreten, yasa ve kanunları hiçe sayan, iç barışı tehlikeye düşüren hareketlere müsamaha göstermek istemiyorlar.


“Kürtler geldikleri coğrafyada diğer halklarla bir itiş kalkış içerisindeydi. Burada buna müsamaha göstermemek lazım“ mı denilmek isteniyor?
Hayır. Mesele daha kapsamlı ve büyük. Alman devleti Türk ve Arap göçmenler konusunda geçmişte hata yaptığının farkında. Müsaadenizle bir örnek vereyim, ne demek istediğim daha net anlaşılsın.

Lütfen.
Siz de bilirsiniz ki, IŞİD dört yıla sarkan zaman diliminde bütün dünyayı sarsan ağır eylemler yaptı. Bu eylemler Almanya‘da da oldu. Örnek olarak Berlin’de Noel Panayırı‘na yapılan saldırıyı hatırlatayım. Bir IŞİD militanı, pazar yerine TIR ile girerek onlarca insanı katletti. Bunun üzerine hemen her şehirde IŞİD‘i lanetleyen protesto etkinlikleri oldu. Ancak bu konuda Ne Türk ne de Arap kurumlarından ciddi bir protesto gelmedi. Basın açıklamaları dahi, Arap ve Türk camileri, anlaşmış gibi sessiz kaldı. En ufak bir tepki gösterilmedi.


Kürtler ne yaptı?
Kürtler etkin bir biçimde IŞİD protestolarına katıldı ve Almanlar’la ortak bir refleks içerisinde hareket etti. Onların duygularını paylaştı ve bu, sıradan bir vatandaşın zihninde şekillendi.


Bu duruma Almanlar’ın tepkisi ne oldu?
Bu konuda hükümet ile kamuoyu faklı tepkiler içerisinde oldu. Hükümet iç barışı gözeterek sessizlik izlenimi vermeye çalıştı. Zaman içerisinde halledilecek konu başlıklarını listesine ekledi. Kamuoyu bu sahte ve ikiyüzlü tavra göz yummadı ve eleştirdi. Eleştiri demişken, bir de son haftalarda Erdoğan‘a hediye edilen forma meselesi var tabii.


Üyeleriniz çoğunlukla Kürdistan’ın hangi parçasıyla ilişkili?
KGD üye ve dâhil kurumları hemen her parçadan Kürtlerden oluşuyor. Ortak dil Almanca. Kürtçe de yaygın iletişim dilimiz. Anlaşılacağı gibi sınırlar burada işlevsiz. Ailesi Duhok, Qamişlo, Urmiyeli, Siverekli olan birçok genç ortak Alman Kürt kimliğinde biraraya geliyor. Tecrübe ve birikimlerini aktarıyor. Güney Kürdistan‘la ilişkilerinizi de sormak istiyorum.

Biz bütün Kürt yapı ve kurumları ile eşit düzeyde bir ilişkiden yanayız. Bir ayrım yapma gereği duymuyoruz. Belirleyici kriter Kürt Ulusal Kimliği zemininde verdiği samimi çabadır. Güney Kürdistan Federal yönetimi ile olan ilişkilere gelirsek. Şuan dünyada Kürt adı ile tanınan bilinen ve resmi bir statüsü olan tek birim KRG. Bizim muhatap olduğumuz Alman Devletinin resmi muhatabıdır aynı zamanda. Özellikle IŞİD saldırılarında bu ilişki pekişti.


Daha somut örnekler verebilir misiniz?
Tabii. Üniversiteler arası kooperasyanlar olması için uğraşıyoruz. Gayet başarılı projelerimiz oldu. Öğrenci değişim programları, savaşın verdiği tahribatı aşmak için teşvik projeleri var. Tabii her şeyden önce temel amacımız Alman Devleti‘nin Kürt Bağımsız Devlet taleplerini desteklemesini istiyoruz.


Almanya’dan neler bekliyorsunuz?
Almanya son 200 yılda hep Türkleri, Farsları ve Arapları muhatap aldı. Onlarla bölgede ilişkiler geliştirdi. Kürtleri resmen görmezlikten geldi. Bu bakış açısının son yıllarda sakıncalarını kısmen de olsa görmelerini teşvik ediyoruz. Ortak iş yaptıkları devletler el altından kuyularını kazdı. Bunu unutturmadan Kürtlere yönelik stratejik hamleler yapmalarını teşvik ediyoruz.


Tek kuruluş siz değilsiniz, değil mi?
Tabii ki sadece biz değiliz. Birçok kuruluş var. Fakat bizim kalkış zeminimiz farklı. Hiçbir parti veya kuruma bağlı bir örgüt değiliz. Almanya‘da Kürt kimliğinin tanınması birincil hedefimizdir.

TOP-LEFT ADS

Kürt haber sitesi ZERnews, Kürtler ve Kürdistan ile ilgili haberler yapar. Kürt haber ajansları, siteleri haberleri... Diyarbakır, Erbil, Qamişlo, Rojava, Kürdistan Bölgesi, Irak, İran, Suriye, Türkiye ve tüm Ortadoğu haberleri ZERnews'te yayınlanır. DSG, ÖSO, Suriye rejimi, Şii Milisler, IŞİD / DAEŞ, Haşdi Şabi, Irak ordusu, TSK, PKK, YPG, YPJ, Peşmerge, Muhalifler... Basra, İdlib, Kerkük, Afrin, Deyrezzor, Şengal, Sincar, Şam, Ankara, Tahran, Bağdat ve Hewler... Mesut Barzani, Selahattin Demirtaş, Abdullah Öcalan, Celal Talabani, Neçirvan Barzani, Kubat Talabani...