Amerika Birleşik Devletleri (ABD) öncülüğündeki bir koalisyon dahilinde Suriye’ye asker göndermeye hazır olduklarını söyleyen El Cubeyir, bu seçeneği Suriye savaşının en başından bu yana düşündüklerini kaydetti. Bakan, bir önceki ABD Başkanı Barack Obama’ya da bu yönlü bir teklif sunduklarını belirtti.
Gün içerisinde Wall Street Journal gazetesindeki bir haberde, ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye’de çok uluslu bir Arap gücünün yerleşmesini istediği iddia edilmişti. Haberde, Trump’ın bu amaçla Suudi Arabistan, Katar, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri yönetimlerine teklif götürdüğü kaydedilmişti.
Donald Trump geçtiğimiz Cuma yaptığı açıklamada da, Arap ülkelerinden daha fazla çaba göstermelerini istemişti. Arap ülkelerinin Suriye yerleştirilmesi planıyla ülkedeki Amerikan askeri varlığının azaltılmak veya sonlandırılmak istendiği savunuluyor.
ZERNEWS'TE DÜN YAYINLANAN MAKALEDE BU GELİŞMENİN OLACAĞI ÖNCEDEN GÖRÜLDÜ. İŞTE O MAKALE:
Suriye'de sırada ne var? Trump'ın ABD askerlerini çekmek kararı, Fransa ve DSG'nin durumu... (ZERnews)
Geçen hafta gerçekleşen hava saldırıları sonrasında ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) ve Beyaz Saray'dan net olmayan, kafa karıştırıcı açıklamalar üst üste gelmeye başladı.
ABD yönetimi kimyasal silahlara sahip Suriye'yi caydırmak için, her fırsatta vurmaya devam edeceklerini söylerken, eş zamanlı olarak askerlerini Suriye'den çekmeyi gündeme taşıdı.
ABD'nin şu anda Suriye'de 2.000 askeri bulunuyor. Bu askerler Kürtlerin komuta ve liderlik ettiği DGS'nin kontrolü altındaki yerlerde bulunuyor. ABD bu askerlerini ne zaman, nasıl geri çekecek, çektikten sonra boşluğu kimler nasıl dolduracak halen netleşmiş değil.
Washington, Londra ve Paris'in saldırı sebebi buradaki sivillerin korunması içindi. Nitekim kimyasal saldırı sonucunda çocuklar dahil 75 kişi Duma'da öldürüldü. 500 kişi de kimyasal silahlarla uyumlu semptonlarından kurtulma yani tedavi sürecini yaşıyor.
Kimyasal silah kullanan Suriye rejimine karşı ABD saldırılar Başkan Donald Trump'ın "Suriye'den askerlerimizi çekeceğiz" açıklaması sonrasında geldi.
Trump saldırıyı kimyasal sarin gazı ve klor kullanan rejimi cezalandırmak ve bir daha yapmamasını sağlamak için gerçekleştirdiklerini belirtmişti.
Saldırı sonrasında ABD'nin Suriye'deki askeri varlığını daha da güçlendireceği görüşleri medyaya yansımıştı, ancak yetkililer saldırıdan sonra Beyaz Saray stratejisinin hiç değişmediğini vurguladı.
Beyaz Saray sözcüsü Sarah Sanders açıklamasında "ABD'nin misyonu değişmedi: Başkan, ABD güçlerinin mümkün olan en kısa zamanda evlerine dönmesini istiyor, bu açık." dedi. "Biz IŞİD'i tamamen ezmek ve geri dönüşünü engelleyecek koşulları oluşturmakta kararlıyız. Ayrıca bölgesel müttefiklerimizin ve ortaklarımızın, bölgenin güvenliğini sağlamak için hem askeri hem de mali açıdan daha fazla sorumluluk üstlenmelerini bekliyoruz." ifadelerini kullandı.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron Pazar günü yaptığı açıklamada "10 gün önce Başkan Trump'ın iradesi Suriye'de ayrılmaktan yanaydı, Suriye'de kalması için ikna ettik" dedi.
Trump 3 Nisan'da yaptığı açıklamada "ABD askerlerini Suriye'den çıkarmak istediğini, zamanı geldi" demişti.
ABD'li yetkililer, özellikle Savunma Bakanlığı (Pentagon) yetkilileri Trump'ın açıklamalarından farklı olarak Suriye'de parametrelerin değişmediğini gösteriyor, IŞİD'i bitirmeye ve bir daha ortaya çıkmamasını sağlamaya odaklandıklarını beyan etti.
ABD yönetimi bunun yanı sıra, Esad rejiminin sivillere karşı klor ve sarin gazları başta olmak üzere kimyasal silah kullandıklarını bildiklerini ısrarla vurguluyor.
ABD'nin BM Büyükelçisi Nikki Haley yaptığı açıklamada "Esad rejiminin en az 50 kez Suriye savaşında kimyasal silah kullandığını, Cuma günü gerçekleştirilen BM Güvenlik Konseyi'nde söyledi"
IŞİD'in yeniden ortaya çıkma endişesi, Esad rejiminin kimyasal silah kullanması ortada dururken ABD önümüzdeki süreçte ne yapacak? ABD'nin Suriye konusunda alacağı yeni bir karar var mı? Bu sorularını henüz kesin olarak cevaplandıramayız.
Ancak görünen o ki ABD Suriye'deki müttefiklerini güçlendirecek, Fransa ve Suudi Arabistan gibi ülkelerin daha aktif rol oynayarak elini taşın altına koymalarını isteyecektir. Tabi bu talepler kendi politikaları çerçevesinde olacaktır. En önemlisi olası bu yeni gelişmelerin Kürtler açasından daha faydalı olabileceği ön görülebilir. Nitekim Fransa dünyadaki tek Kürt dostu olan ülke ünvanını taşıyor. Suudi Arabistan ise Kürtler iyi ilişkiler içinde olan bir ülkedir.(ZERnews)