"Amerika yeşil ışık yakmazsa kötü.. ama yeşil ışık yakarsa daha da kötü…"
Afrin Haberleri - ZERnews: Gazeteci yazar Fehmi Koru, Türkiye'nin Afrin'e yönelik olası operasyonunu değerlendirdiği yazısında, Türkiye Hükümeti'ne Saddam Hüseyin'in Kuveyt işgali öncesini hatırlattı.
ABD'den gelen açıklamaların farklı anlamlar taşıdığını savunan Fehmi Koru, kaleme aldığı yazısının ilgili bölümü şöyle:
"...1990 yılında Kuveyt’in Saddam Hüseyin’in başında bulunduğu Irak tarafından işgal edilmesi olayını?
Irak’ın Kuveyt’le sınır sorunları yaşadığı biliniyor ve Saddam Hüseyin her fırsatta bunu dünya gündemine taşıyordu. 1990 yılına gelindiğinde, Irak, komşusu Kuveyt’in, kendilerine ait olan petrolü yasaklanmış yöntemlerle çıkarıp sattığı iddiasını seslendirmeye başlamıştı.
Sonunda Saddam’ın Kuveyt’i işgal kararı verip askerlerini komşu ülkeye göndermesine kadar varacak ihtilâfta en büyük pay, ABD’nin Kuveyt konusunda verdiği çelişkili mesajlar olmuştu.
Önce ABD’nin Bağdat Büyükelçisi April Gillespie, 25 Temmuz (1990) tarihinde görüştüğü Saddam Hüseyin’e, muhatabının “Kuveyt’e ne yaparsan yap, bu bizi ilgilendirmez” olarak anladığı sözler sarf etti.
Şöyle oldu: Saddam ülkesinin ABD’nin gönlünü hoş tutmak için başlattığı İran’la savaşı sırasında (1980-1988) Şatt-ül Arab’ın bütününün stratejik öneminin öne çıktığını, oysa Şatt-ül Arab’ı Kuveyt’le paylaşmalarının sıkıntıya yol açtığını aktardı Büyükelçi Gillespie’ye; ondan aynen şu cevabı aldı: “Sizin Kuveyt’le olan ihtilafınız, daha doğrusu Arapların Araplar ile ihtilafları bizi ilgilendirmiyor; (ABD Dışişleri Bakanı James) Baker’ın bana talimatı, Kuveyt konusunun Amerika’yı ilgilendirmediğidir.”
Aynı günlerde, Kongre’nin Uluslararası İlişkiler Komitesi önüne çıkan ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Ortadoğu’dan sorumlu müsteşar yardımcısı John Kelly de, kendisine yöneltilen “Irak tarafından işgal edildiği taktirde Kuveyt’in yardımına koşmamızı gerektirecek bir ikili savunma anlaşmamız var mı?” sorusuna, “Hayır, yok” cevabını verecekti.
Saddam bu açıklamaları ‘yeşil ışık’ saydı ve Kuveyt’e 2 Ağustos (1990) günü askerlerini gönderdi.
Gillespie-Saddam görüşmesinde konuşulanları işgalin başlamasından bir ay sonra öğrenen İngiliz gazeteciler, Amerikan Büyükelçisi’ne, “Doğru mu? Bu saldırıyı siz mi teşvik ettiniz, ne diyeceksiniz?” sorusunu yönelttiler. Aldıkları cevap şu oldu: “Başkaları gibi ben de Iraklıların Kuveyt’in bütününü işgal edeceğini düşünmemiştim.”
Bütününü işgal edeceğini düşünmemiş…
Irak güçleri Kuveyt’i işgal etti, ama ABD ile hemen oluşturduğu koalisyon güçleri, BM’yi de yanlarına alarak, Saddam’ı geri çekilmeye zorladı.
Amerikan askerleri, onbinlercesi, o günlerde bölgeye ayak bastı.
Kuveyt’i işgalden kurtarma bahanesiyle…
O ilk hamlede Saddam’ı devirmedi ABD, bunu rahatlıkla yapabilecekken yapmadı; ancak 10 yıl kadar sonra (2003), bu defa 11 Eylül’ü bahane ederek, Irak’ı işgal etti.
Ne demek istiyorum?
Demek istediğim açık: Afrin ve Menbiç konusunda karar verirken yalnızca mesajların düz anlamlarına bakmamak, yetkili ağızlardan çıkan çelişkili açıklamaları doğru okuyup yorumlamak ve bunu yaparken de Saddam’ın nasıl faka bastırıldığını akıldan hiç çıkarmamak gerekiyor..."
YAZININ TAMAMI