Kürdistan bağımsızlık referandumu ve Başkan Barzani'nin kararlı duruşu İran'ı yeni politikalar üretmeye mecbur bıraktı. Suriye'deki tıkanıklık ve İdlip üzerinden geliştirilen yeni politikalar da İran'ı dar bir cendereye sıkıştırmış durumda.
Serbest Ferhan SINDÎ / ZERnews
Irak, Suriye ve Yemen'de askeri güç bulundurarak ve Lübnan, Pakistan ile Afganistan'da da oluşturduğu paramiliter yapılar üzerinden fazlasıyla açılan İran bir çıkmazın içinde. Politikalarının patlak vermesi ve büyük bir yıkımla karşı karşıya kalması an meselesi.
En önemli mesele de İran için Kürdistan'ın Irak'tan yani kendi hegemonyasından koparak bağımsız bir devlet olmasıdır. Bu onun korkulu rüyasıdır. Ancak bir yönüyle de fırsatlar kapısıdır. Diplomasi ve devletsel çıkarlar öyle bir denkleme dayanır ki bağıra bağıra söyledikleriniz tersi politikalarınız için zemin oluşturur. Yani fiiliyatta yaptıklarınızı kamufle etmek için hararetli bir şekilde tersini savunur durursunuz. Bu bir yöntemdir. Aslında en karşı göründüğünüz şey en fazla istediğiniz ve desteklediğiniz şeydir. Bunun bir istisnası var; o da geliştirdiğiniz agresif dış siyasetin faşizm ile şovenizminize mahkum olmasıdır. Bu durumda söyledikleriniz ile yaptıklarınız örtüşür ve tıkanıp kalırsınız.
Hali hazırda İran, Suriye, Irak ve Yemen bağlamında bir kurtuluş yolu arıyor. Rusya taşeron bir şirket gibi ihaleyi tamamladı ve farklı bir iş kapmanın derdinde. Esad'ın orada kalması ve Rusya'nın sıcak sularda varlığını devam ettirmesi bu ülke için yeterlidir. Kürtlerin ne olacağı Suriye'nin bölünüp bölünmeyeceği Nusayri ve şiilerin ne yapacağı onu çok da ilgilendirmiyor. Rusya'nın bu gerçekliği İran'ı yeni arayışlara itti. Kendisiyle birlikte kaybedecek ikinci bir partner arıyor. O da eski çözümsüz politikalarına dönen Türkiye oldu. Çavuşoğlu'nun Bağdat ve Erbil ziyareti Bakıri'nin Ankara'daki temaslarından sonra gerçekleşiyor.
Görünen o ki Türkiye ve Kürdistan'ın ilişkileri eskisi gibi olmayacak. Başkan Barzani Türkiye'nin taleplerini kabul etmeyecek ve iş sınır kapılarının kapanmasına ve hatta PKK bahanesiyle askeri müdahaleye kadar ileri götürülecek. Mevcut tablo bunu gösteriyor.
Böyle bir ihtimal karşısında İran Kürdistan yönetimiyle hemen irtibata geçerek son birkaç ayda arttırdığı sınır kapılarını sonuna kadar açarak Kürdistan ile olan ticaret hacmini 5 milyar dolardan 20 milyar dolara çıkaracak.
KDP Resmi Sitesi'ndeki bir haber de bunu doğruluyor. Haberde İranlı üst düzey yöneticilerin Kürdistan ile görüşmek istediği belirtiliyor. İran'ın Başkan Barzani'yi geçen yıl 4 defa Tahran'a davet ettiğini hatırlayalım.
Türkiye Erbil ile ilişkilerini bozma gibi yanlış bir politikanın takipçisi olursa bundan en büyük zararı kendisi görür. Ankara'yı bu tuzağa çeken Tahran, ne PKK ile çatışır ne de Erbil ile gerilimi tırmandırır.
Türk kardeşlerimize ve Türkiye yöneticilerine bizden bir dost uyarısıdır bu. Tarihi rakip Şiiler ve Farslar ile Kürtlere ve Sünnilere karşı geliştireceğiniz hiçbir politikanın başarı şansı yoktur.
Denenmiş olan bir daha denenmez. Irkçılık uğruna tüm bölgeyi ateş topuna çevirecek girişimlerden uzak durun.
Ankara Tahran'ın tuzağına düşmemeli ve Erbil'i kucaklamalıdır.
Bizden uyarması...
Serbest Ferhan SINDÎ
Serbest Ferhan SINDÎ / ZERnews
Irak, Suriye ve Yemen'de askeri güç bulundurarak ve Lübnan, Pakistan ile Afganistan'da da oluşturduğu paramiliter yapılar üzerinden fazlasıyla açılan İran bir çıkmazın içinde. Politikalarının patlak vermesi ve büyük bir yıkımla karşı karşıya kalması an meselesi.
En önemli mesele de İran için Kürdistan'ın Irak'tan yani kendi hegemonyasından koparak bağımsız bir devlet olmasıdır. Bu onun korkulu rüyasıdır. Ancak bir yönüyle de fırsatlar kapısıdır. Diplomasi ve devletsel çıkarlar öyle bir denkleme dayanır ki bağıra bağıra söyledikleriniz tersi politikalarınız için zemin oluşturur. Yani fiiliyatta yaptıklarınızı kamufle etmek için hararetli bir şekilde tersini savunur durursunuz. Bu bir yöntemdir. Aslında en karşı göründüğünüz şey en fazla istediğiniz ve desteklediğiniz şeydir. Bunun bir istisnası var; o da geliştirdiğiniz agresif dış siyasetin faşizm ile şovenizminize mahkum olmasıdır. Bu durumda söyledikleriniz ile yaptıklarınız örtüşür ve tıkanıp kalırsınız.
Hali hazırda İran, Suriye, Irak ve Yemen bağlamında bir kurtuluş yolu arıyor. Rusya taşeron bir şirket gibi ihaleyi tamamladı ve farklı bir iş kapmanın derdinde. Esad'ın orada kalması ve Rusya'nın sıcak sularda varlığını devam ettirmesi bu ülke için yeterlidir. Kürtlerin ne olacağı Suriye'nin bölünüp bölünmeyeceği Nusayri ve şiilerin ne yapacağı onu çok da ilgilendirmiyor. Rusya'nın bu gerçekliği İran'ı yeni arayışlara itti. Kendisiyle birlikte kaybedecek ikinci bir partner arıyor. O da eski çözümsüz politikalarına dönen Türkiye oldu. Çavuşoğlu'nun Bağdat ve Erbil ziyareti Bakıri'nin Ankara'daki temaslarından sonra gerçekleşiyor.
Görünen o ki Türkiye ve Kürdistan'ın ilişkileri eskisi gibi olmayacak. Başkan Barzani Türkiye'nin taleplerini kabul etmeyecek ve iş sınır kapılarının kapanmasına ve hatta PKK bahanesiyle askeri müdahaleye kadar ileri götürülecek. Mevcut tablo bunu gösteriyor.
Böyle bir ihtimal karşısında İran Kürdistan yönetimiyle hemen irtibata geçerek son birkaç ayda arttırdığı sınır kapılarını sonuna kadar açarak Kürdistan ile olan ticaret hacmini 5 milyar dolardan 20 milyar dolara çıkaracak.
KDP Resmi Sitesi'ndeki bir haber de bunu doğruluyor. Haberde İranlı üst düzey yöneticilerin Kürdistan ile görüşmek istediği belirtiliyor. İran'ın Başkan Barzani'yi geçen yıl 4 defa Tahran'a davet ettiğini hatırlayalım.
Türkiye Erbil ile ilişkilerini bozma gibi yanlış bir politikanın takipçisi olursa bundan en büyük zararı kendisi görür. Ankara'yı bu tuzağa çeken Tahran, ne PKK ile çatışır ne de Erbil ile gerilimi tırmandırır.
Türk kardeşlerimize ve Türkiye yöneticilerine bizden bir dost uyarısıdır bu. Tarihi rakip Şiiler ve Farslar ile Kürtlere ve Sünnilere karşı geliştireceğiniz hiçbir politikanın başarı şansı yoktur.
Denenmiş olan bir daha denenmez. Irkçılık uğruna tüm bölgeyi ateş topuna çevirecek girişimlerden uzak durun.
Ankara Tahran'ın tuzağına düşmemeli ve Erbil'i kucaklamalıdır.
Bizden uyarması...
Serbest Ferhan SINDÎ
Bağımsızlık Bağımsızlık Referandumu İran Kürdistan Makale Referandum Türkiye Yazarlar